Bu soruyu sormuş olman için teşekkür ederiz. Zira sünnet meselesi, gerçekten de İslâm’a girmek isteyen bazı kimseler için bir endişe veya tereddüt konusu olabilmekte ve bazen bir engel olarak algılanabilmektedir.
Ancak mesele, zannedildiği kadar zor veya karmaşık değildir. Bilinmelidir ki:
Sünnet olmak, İslâm'ın önemli şiarlarından biridir. Aynı zamanda fıtratın (yaratılıştan gelen tabii hâlin) bir parçasıdır. Ve bu hüküm, Allah Teâlâ’nın İbrahim aleyhisselâm’a emrettiği temiz hayat yolunun (millet-i İbrahim) bir uygulamasıdır.
Yüce Allah şöyle buyurur:
“Sonra sana da, ‘Hanîf olan İbrahim’in dinine uy’ diye vahyettik.”(Nahl Sûresi, 123)
Rasulullah (sallallâhu aleyhi ve sellem) de şöyle buyurmuştur:
“İbrahim Aleyhisselâm seksen yaşında iken sünnet olmuştur.”
(Buhârî, 6/388 – Dâru’s-Salefiyye baskısı)
Buna binaen:
Müslüman bir erkeğin sünnet olmaya imkanı varsa bunu yapması vaciptir.
Ancak kişi, sünnet olmakta ciddi tehlike görüyorsa —mesela güvenilir bir doktor, sünnet olması hâlinde hayati tehlike doğuracak kadar şiddetli kanama olacağını bildiriyorsa— bu durumda hüküm düşer; kişi sünnet olmakla yükümlü olmaz ve bu sebeple günaha girmez.
Ve burada altı çizilmesi gereken önemli bir nokta şudur:
Hiçbir şekilde sünnet meselesi, bir kişinin İslâm’a girişine engel olamaz!
Yani: İslâm’a girişin geçerliliği, sünnet olma şartına bağlı değildir.
Bir kişi, sünnet olmamış olsa bile şehâdet getirerek İslâm’a girebilir ve bu girişi geçerli olur.
Kadınların sünneti konusuna gelince, bu mesele hakkında detaylı bilgiye (427) numarası sorunun cevabından ulaşabilirsiniz.
Cenâb-ı Hak’tan, seni hayır yollarına muvaffak kılmasını ve her türlü şerden muhafaza buyurmasını dileriz. Peygamberimiz Muhammed’e salât ve selâm olsun.
En doğrusunu Allah bilir.