Eğer sen bu aracı gerçekten satın almadıysan, araç hukuken hâlâ amcaoğlunun mülkünde kalır. Bu durumda satıştan elde edilen kâr da ona aittir. Ancak eğer sen aracı satın almış olsaydın ve o, senin iznin olmadan aracı satarak tasarrufta bulunsaydı, bu işlem fıkıhta tasarruf-ı fudûlî olarak adlandırılır. Bu tür bir tasarruf, alıcının sonradan onaylamasıyla geçerli olur ve bu durumda elde edilen kârın tamamı sana ait olurdu.
Amcaoğlunun sana “Bu senindir” demesi, bir satış akdi için yeterli sayılmaz. Çünkü satış akdinin sahih olabilmesi için birtakım şartların yerine gelmiş olması gerekir:
- İcap ve kabul: Tarafların alışverişi kabul ettiklerini açıkça ifade etmeleri (örf ve âdetle bilinen sözlerle).
- Bedelin belirli olması: Alışverişte ücretin net olarak bilinmesi gerekir; belirsizlik durumunda satış geçersiz olur.
- Satılan malın bilinmesi: Ya doğrudan görülmeli ya da tanım ve vasıflarla belirsizlik ortadan kaldırılmalıdır.
Bu şartlar sağlanmadan yapılan alışveriş, fıkhî açıdan geçerli sayılmaz.
Buna ek olarak, bir kimse bir malı satın aldıktan sonra, onu teslim almadan (kabz) önce satması caiz değildir. Nitekim Peygamber Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem), Hakîm b. Hizâm’a şöyle buyurmuştur:
"Bir mal satın aldığında, onu tamamen teslim almadan satma!"
(Ahmed, 15316; Nesâî, 4613; elbânî tarafından sahih kabul edilmiştir: "Sahîhü’l-Câmi'", no: 342)
Yine Zeyd b. Sâbit’ten (radıyallahu anh) rivayet edilen ve Ebû Dâvûd ile Dârakutnî’nin kaydettiği hadiste, Resûlullah (sallallâhu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:
“Tüccarlar, satın aldıkları malları kendi yerlerine götürmeden önce, o malları satamaz.”
(Hadis, elbânî tarafından "Hasen" kabul edilmiştir: "Sahîh Ebî Dâvûd")
Bu hüküm, yalnızca gıda maddelerine değil, taşınabilir tüm mallara şâmildir. Bu, İmam Şâfiî’nin de tercih ettiği görüştür.
İmam Nevevî (rahimehullah) bu konuda şöyle der:
satılan mal, teslim alınmadan önce satılamaz; ister yiyecek, ister başka bir mal olsun. İbn Abbâs ve Muhammed b. Hasan da bu görüştedir.”
“normal şartlarda taşınabilir olan eşyaların (odun, tahıl, balık gibi) teslimi, satıcının mülkünden başka bir yere nakledilmesiyle gerçekleşir. Bu yer, alıcının mülkü olabileceği gibi, bir kamu yolu, mescit veya boş arazi de olabilir.”
(Nevevî, el-Mecmû‘, 9/270, 276)
Ancak amcaoğlun sana vadettiği aracı sattığı için gönlünü hoş tutmak amacıyla kârın bir kısmını sana hediye olarak veriyorsa bu parayı almanda dinen bir sakınca yoktur.
En doğrusunu Allah bilir.