Kabirleri ziyaret etmek, İslâm’da meşru kılınmış bir sünnettir; bu, her yerde geçerli olmakla birlikte Medine’de bulunan bazı yerler için daha da faziletli kabul edilir. Bunların başında, pek çok sahabenin defnedildiği Cennetü’l-Baki‘ Mezarlığı gelir. Bu kabristanda, başta Müminlerin Emiri Osman bin Affan (radıyallahu anh) olmak üzere nice büyük sahabiler metfundur. Osman’ın kabri de orada, bilinen bir yerdedir.
Aynı şekilde, Müslümanlara sünnet olan diğer bir ziyaret yeri de Uhud Dağı'dır. Burada, başta Hamza (radıyallahu anh) olmak üzere, Uhud Gazvesi’nde şehit düşen sahabiler defnedilmiştir. Hamza, Resûlullah’ın (sallallahu aleyhi ve sellem) amcası ve İslâm’ın ilk şehitlerinden biridir.
Ayrıca, Mescid-i Kubâ da ziyaret edilmesi gereken mübarek yerlerdendir. Kişi oraya abdestli olarak gitmeli ve orada iki rekât namaz kılmalıdır. Bu amelin büyük bir sevabı vardır. Nitekim Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:
“Kubâ Mescidi’nde kılınan bir namaz, bir umre sevabı gibidir.”
(Sahihü’t-Terğîb, 1180)
Ve yine şöyle demiştir:
“Kim evinde abdest alır, sonra Kubâ Mescidi’ne gelir ve orada namaz kılarsa, onun için bir umre sevabı vardır.”
(Sahihü’t-Terğîb, 1181)
Medine’de ziyaret edilmesi meşru olan yerler, bunlarla sınırlıdır:
- Mescid-i Nebevî,
- Resûlullah’ın (sallallahu aleyhi ve sellem) mübarek kabri,
- Cennetü’l-Baki‘,
- Uhud Şehitliği,
- Mescid-i Kubâ.
Bunların dışında kalan ziyaret mekânları –örneğin, Yedi Mescitler, Mescid-i Gamâme gibi yerler– hakkında dinen sabit bir delil bulunmamaktadır. Buraları ibadet niyetiyle ziyaret etmek bidattir. Çünkü ne Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) ne de sahabileri böyle bir uygulamada bulunmuşlardır. Hiç kimsenin, dinen bir delile dayanması gerekir. bir zamanı, bir mekânı ya da bir ameli ibadet niyetiyle özel kılması caiz değildir;
En doğrusunu Allah bilir.