Perşembe 9 Şevval 1445 - 18 Nisan 2024
Türkçe

Amellerin Allah katında kabul edilmesinin şartları

Soru

Müslümanın yaptığı amelin kabul edilmesi ve buna karşılık sevap kazanmasının şartları nelerdir? Niyeti Kur’an ve sünnete tabi olan bir Müslüman ameli hatalı işlese de sevap elde eder mi? Yoksa niyet getirmesiyle birlikte ameli de mi doğru yapması gerekir?

Cevap metni

Allah’a hamd olsun.

Yüce Allah katında amellerin kabul edilmesi ve buna karşılık sevap kazanılmasının iki şartı mevcuttur:

Birinci şart: Yüce Allah’a ihlaslı olmaktır. Zira yüce Allah şöyle buyurdu: “Hâlbuki onlara ancak dini Allah’a has kılarak, hakka yönelen kimseler olarak O’na kulluk etmeleri, namazı kılmaları ve zekâtı vermeleri emredilmişti. İşte bu dosdoğru dindir.” Beyyine/5

İhlasın anlamı: Kulun tüm sözlerinde, gizli ve açık olan tüm eylemlerinde sadece Allah’ın rızasını gözetmesidir.  Yüce Allah şöyle buyurdu” O, hiç kimseden karşılık bekleyerek iyilik yapmaz. (Yaptığı iyiliği) Ancak yüce Rabbinin rızasını istediği için (yapar).” Leyl/19-20

 Başka bir ayette: “(Yedirdikleri kimselere şöyle derler:) Biz size sırf Allah rızası için yediriyoruz. Sizden bir karşılık ve bir teşekkür beklemiyoruz.” İnsan/9

“Kim âhiret kazancını isterse, onun kazancını artırırız. Kim de dünya kazancını isterse, ona da istediğinden veririz, fakat onun ahirette hiçbir payı yoktur.” Şura/20

“Kim dünya hayatını ve onun çekiciliğini isterse, onlara yapıp ettiklerini onda tastamam öderiz ve onlar bunda hiç bir eksikliğe uğratılmazlar. İşte bunlara, ahirette kendileri için ateşten başkası yoktur. Onların orada (dünyada) bütün işledikleri boşa çıkmıştır ve yapmakta oldukları şeyler de geçersiz olmuştur. “Hud 15-16

Ömer bin Hattab Radiyallahu anhu’dan rivayet edildiğine göre Rasulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem’in şöyle dediğini işitmiştir: "Ameller niyetlere göredir ve herkes için niyet ettiğinin karşılığı vardır. Kimin hicreti elde edeceği dünyalığa veya evleneceği bir kadına ise hicreti, hicret ettiği şeyedir. (Buhari/1)

Ebu Hureyre Radiyallahu anhu’dan rivayet edildiğine göre Rasulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem şöyle dedi: Yüce Allah şöyle buyurdu: “Ben şirk konusunda kendisine ortak koşulanların şirkten en uzak olanıyım. Her kim bir amel işler de benimle birlikte başkasını ona ortak ederse onu ve işlemiş olduğu şirkini bırakırım.” (Muslim/5300)

İkinci Şart: Amelin yüce Allah’ın emrettiği şeriata uyumlu olması, bununla birlikte Rasulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem’in getirdiği şeriata uyumlu olmasıdır. Bir hadiste şöyle geçmektedir: «Kim bizim dinimizde olmayan bir şey yaparsa o merduttur, makbul değildir.»  (Muslim/3243)

İbn Recep Rahimehullah şöyle dedi: “Bu hadis, İslam’ın büyük temellerinden biridir. Ayrıca nasıl ki “Ameller niyetlere göredir” hadisi, gizli olan amellerin tartısıysa bu hadis, açıkta olan amellerin tartısıdır. Nasıl ki Allah rızası gözetilmeyen her hangi bir amele bir karşılık yoksa aynı şekilde Allah ve peygamberinin emri olmadan işlenen amel kabul edilmez. Aynı şekilde Allah’ın ve peygamberinin izni olmadan dine katılan her eylem dinden değildir. (Cami’ el Ulum ve Hikem c.1 s. 176)

Şüphesiz Rasulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem kendi sünnetine tabi olunmasını ve gerekliliğini şu hadiste emretmiştir: “Benim ve hidayete ermiş raşit halifelerin sünnetine tutunun, sünnete dişlerinizle sıkı tutunun”. Başka bir hadiste ise bidatlardan şöyle sakındırmıştır: “Sonradan dine katılan konulardan sakının şüphesiz her bidat sapıklıktır. (Tirmizi/İlim- 2600,Elbani sahih demiştir. Hadis no: 2157)

İbn Kayyım Rahimehullah şöyle dedi: “Yüce Allah ihlası ve tabi olmayı amellerin kabulü için sebep kılmıştır. Şayet bu olmazsa ameller kabul edilmez.

(El ruh 1/135)

Yüce Allah şöyle buyurdu: “O, hanginizin daha güzel amel yapacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratandır. O, mutlak güç sahibidir, çok bağışlayandır.” El Fudayl şöyle dedi: Güzel amel, ihlaslı ve doğru amel demektir. Muvaffakiyet Allah’tandır.

Kaynak: Şeyh Muhammed Salih El Muneccid