Cuma 19 Ramazan 1445 - 29 Mart 2024
Türkçe

Bir kimse, abdest alırken burnuna su çekip sümkürdükten sonra burnundan kan gelirse, yeniden abdest almalı mıdır?

88040

Yayınlama tarihi : 11-06-2011

Gösterimler : 113402

Soru

Ben, burnumdan sorun yaşıyorum. Abdest alırken burnuma su çekip sümkürmek istediğimde hemen burnumdan kan geliyor. Benim yeniden abdest almam gerekir mi? Bu durum, gerçekten bana zor gelmeye başladı.

Cevap metni

Allah’a hamd olsun.

Hamd, yalnızca Allah'adır.

Âlimlerin iki görüşünden en tercihli olanına göre burundan kan çıkması (gelmesi), abdesti bozmaz.

Bu görüş; İmam Mâlik ve İmam Şâfiî'nin -Allah ikisine de rahmet etsin- görüşüdür. Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'in birçok ashâbından bu şekilde rivâyet edilmiştir.

Hanefîler ve Hanbelîler ise, burundan kan çıkmasının (gelmesinin) abdesti bozduğu görüşündedirler.

Ancak onların bu konuda birtakım detayları vardır:

Hanbelîler; burundan çıkan kanın çok olmasını şart koşmaktadırlar.Kanın çok veya az çıkması, her insanın kendi takdirine göre değişir.

İmam Nevevî -Allah ona rahmet etsin- bu konuda şöyle demiştir:

"Bizim mezhebimize (Şâfiî mezhebine) göre, insanın ön ve arkasının dışındaki yerden bir şey çıkmasıyla abdest bozulmaz.

Örneğin: Hacamat kanı, kusmuk ve burun kanı gibi...

Bunlar ister az olsun, isterse çok olsun, aynıdır.

Nitekim İbn-i Ömer, İbn-i Abbas, İbn-i Ebî Evfâ, Câbir, Ebu Hureyre, Âişe, Saîd b. el-Museyyib, Sâlim b. Abdullah b. Ömer, Kâsim b. Muhammed, Tâvus, Atâ, Mekhûl, Rabîa, Mâlik, Ebu Sevr ve Dâvud, bu görüştedirler.

İmam Beğavî -Allah ona rahmet etsin- şöyle demiştir:

"Bu, birçok sahâbî ve tâbiînin görüşüdür."

Başka bir grup âlim ise şöyle demiştir:

"Bütün bunlar (Hacamat kanı, kusmuk ve burun kanı) için abdest almak gerekir.

Nitekim Ebu Hanîfe, Sevrî, Evzâî, Ahmed ve İshak bu görüştedirler... Daha sonra bu âlimler, zikredilen şeylerin az veya çok olması konusunda görüş ayrılığına düşmüşlerdir." ("el-Mecmû'"; c: 2, s: 62)

Abdestin bozulacağını söyleyen âlimler, zayıf hadisleri delil göstermişlerdir.

Nitekim İmam Nevevî -Allah ona rahmet etsin- ve başka âlimler böyle demişlerdir.

Bu konuda (45666) nolu sorunun cevabına bakabilirsiniz.

Abdestin bozulmayacağını söyleyen tercihli görüşün delilleri şunlardır:

1. Aslolan; abdestin bozulmamasıdır.Aslolan şeyin aksini iddiâ eden kimsenin delil getirmesi gerekir.

2. Bu durumdaki kimsenin abdesti, şer'î bir delil gereği sâbit olmuştur. Şer'î bir delil gereği sâbit olan hükmün, başka bir şer'î delil sâbit olmadıkça ortadan kalkması mümkün değildir. Bkz: (Muhammed b. Salih el-Useymîn; "eş-Şerhu'l-Mumti'"; c: 1, s: 166)

3. Câbir'den -Allah ondan râzı olsun- rivâyet olunduğuna göre o şöyle demiştir:

خَرَجْنَا مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَعْنِي فِي غَزْوَةِ ذَاتِ الرِّقَاعِ، فَأَصَابَ رَجُلٌ امْرَأَةَ رَجُلٍ مِنَ الْمُشْرِكِينَ، فَحَلَفَ أَنْ لَا أَنْتَهِيَ حَتَّى أُهَرِيقَ دَمًا فِي أَصْحَابِ مُحَمَّدٍ، فَخَرَجَ يَتْبَعُ أَثَرَ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَنَزَلَ النَّبِيُّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ مَنْزِلًا فَقَالَ: مَنْ رَجُلٌ يَكْلَؤُنَا؟ فَانْتَدَبَ رَجُلٌ مِنَ الْمُهَاجِرِينَ، وَرَجُلٌ مِنَ الْأَنْصَارِ. فَقَالَ: كُونَا بِفَمِ الشِّعْبِ. قَالَ: فَلَمَّا خَرَجَ الرَّجُلَانِ إِلَى فَمِ الشِّعْبِ اضْطَجَعَ الْمُهَاجِرِيُّ وَقَامَ الْأَنْصَارِيُّ يُصَلِّي، وَأَتَى الرَّجُلُ فَلَمَّا رَأَى شَخْصَهُ عَرَفَ أَنَّهُ رَبِيئَةٌ لِلْقَوْمِ فَرَمَاهُ بِسَهْمٍ فَوَضَعَهُ فِيهِ فَنَزَعَهُ حَتَّى رَمَاهُ بِثَلَاثَةِ أَسْهُمٍ ثُمَّ رَكَعَ وَسَجَدَ ثُمَّ انْتَبَهَ صَاحِبُهُ فَلَمَّا عَرَفَ أَنَّهُمْ قَدْ نَذَرُوا بِهِ هَرَبَ وَلَمَّا رَأَى الْمُهَاجِرِيُّ مَا بِالْأَنْصَارِيِّ مِنَ الدَّمِ قَالَ: سُبْحَانَ اللَّهِ! أَلَا أَنْبَهْتَنِي أَوَّلَ مَا رَمَى؟ قَالَ: كُنْتَ فِي سُورَةٍ أَقْرَؤُهَا فَلَمْ أُحِبَّ أَنْ أَقْطَعَهَا.

[ رواه أبو داود وحسنه الألباني في صحيح أبي داود ]

"Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- ile sefere, yani Zâtu'r-Rikâ’ harbine çıktık. Müslümanlardan birisi, müşriklerden birisinin karısını öldürdü. Bunun üzerine müşrik olan kocası, yemin etti ve:

- Muhammed’in ashâbından birisinin kanını akıtıncaya kadar onları izleyeceğim.

Bu şekilde Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'in izini takip etmeye başladı. Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- bir yerde konaklayınca:

-Bizi korumak için nöbet tutacak (bu gece istirahatimizde bize kim nöbetçilik yapacak)? diye buyurdu.

Birisi Muhâcirlerden, diğeri de Ensâr’dan olmak üzere hemen iki kişi gönüllü oldu.

Bunun üzerine Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- onlara şöyle buyurdu:

- Öyleyse şu vâdinin girişinde nöbet tutun (orayı gözetleyin)!

O ikisi geçidin ağzına geldiklerinde muhâcir uyudu, Ensarî ise namaza durdu. Sonra müşrik geldi; onu (namazdakini) görünce, kavmin nöbetçisi olduğunu anladı. Ona bir ok attı.Namazda olan, ağzıyla o oku çıkardı.Bu defa müşrik üç ok daha attı.Ensârî rükû ve secdeye vardı; (namazını bitirince) arkadaşını uyandırdı. Müşrik bunu görünce hemen kaçtı. Muhâcir, Ensarî’den akan kanları görünce şöyle dedi:

-Sübhanallah! Neden sana ilk oku attığında beni uyandırmadın?

Ensârî şöyle cevap verdi:

- Bir sûre okuyordum; sûreyi kesmek istemedim."(Ebu Davud; hadis no: 198. Elbânî; "Sahih-i Ebî Dâvud'da 'hadis, hasendir' demiştir.)

Bu hadis, vücuttan çıkan kanın çok olsa bile, abdesti bozmadığına açıkça delâlet etmektedir.Çünkü kan, abdesti bozmuş olsaydı, bu sahabî namazdan çıkardı.

İmam Nevevî -Allah ona rahmet etsin- şöyle demiştir:

"Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- bu sahâbînin durumunu öğrenmiş, amaonun namaza devam etmesini reddetmemiştir (bunu ikrar etmiştir)." ("el-Mecmû'")

İmam Buhârî -Allah ona rahmet etsin- "Sahîh"inde şöyle demiştir:

"Hasan Basrî şöyle demiştir: Müslümanlar, yaraları içerisinde (yaralı oldukları halde) namaz kılmaya devam etmektedirler."

Tâvus, Muhammed b. Ali, Atâ ve Hicaz halkı şöyle demişlerdir:

"Kan çıkmasında abdest almak gerekmez."

Abdullah b. Ömer -Allah ondan râzı olsun-, yüzündeki bir sivilceyi sıkınca kan çıkmış, fakat yeniden abdest almamıştır.

İbn-i Ebî Evfâ namazda iken tükürmüş, tükürükle kan gelmiş, fakat namazına devam etmiştir.

Abdullah b. Ömer -Allah ondan râzı olsun- ve Hasan Basrî -Allah ona rahmet etsin-, hacamat yaptıran kimse hakkında şöyle demişlerdir:

"Hacamat yaptıran kimsenin, hacamat yaptırdığı yerden başka bir yeri yıkaması gerekmez."

Hâfız İbn-i Hacer -Allah ona rahmet etsin- "Fethu'l-Bârî"; c:1, s:281'de şöyle demiştir:

"Ömer -Allah ondan râzı olsun-, (namazda hançerlediği zaman) yarasından oluk oluk kan aktığı halde namazına devam etmiş olduğu sahihtir."

Bütün bunlar, insanın ön ve arkasının (penisinin ve makatının) dışında bir yerden kan çıkmasının, abdesti bozmadığına delâlet etmektedir.

Allah Teâlâ en iyi bilendir.

Kaynak: İslam Soru-Cevap Sitesi