Perşembe 18 Ramazan 1445 - 28 Mart 2024
Türkçe

Müslümanlar, Allah'ın peygamberi Muhammed -aleyhissalâtu vesselâm-'ın doğum gününü kutladıkları gibi, Allah'ın peygamberi İsa -aleyhisselâm-'ın doğum gününü niçin kutlamıyorlar?

Soru

Ben, falanca birisinin şöyle dediğini işittim:
"Müslümanlar, Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-'in doğum gününü kutluyorlarsa, Allah'ın peygamberi İsa -aleyhisselâm-'ın doğum gününü kutlamalarının ne sakıncası vardır?"
Bu arada ben, yılbaşı yortusunun ve onu kutlamanın haram olduğunu biliyorum.Fakat yukarıdaki sorunun cevabını öğrenmek istiyorum.
Allah Teâlâ sizi en güzel şekilde mükafatlandırsın.

Cevap metni

Allah’a hamd olsun.

Birincisi:

İsa -aleyhisselâm-'ın, Allah Teâlâ'nın, İsrailoğullarına gönderdiği bir nebi ve resûl olduğuna îmân etmek, Allah'a ve elçisine îmândandır. Buna göre bir kimse, Allah'ın bütün elçilerine îmân etmezse, îmânı geçerli olmaz.

Nitekim Allah Teâlâ bu konuda şöyle buyurmuştur:

آمَنَ الرَّسُولُ بِمَا أُنْزِلَ إِلَيْهِ مِنْ رَبِّهِ وَالْمُؤْمِنُونَ كُلٌّ آمَنَ بِاللهِ وَمَلَائِكَتِهِ وَكُتُبِهِ وَرُسُلِهِ لَا نُفَرِّقُ بَيْنَ أَحَدٍ مِنْ رُسُلِهِ... [ سورة البقرة من الآية: 285 ]

"Elçi (Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-), Rabbinden kendisine indirilene îmân etti, mü'minler de (îmân ettiler).Her biri; Allah'a, meleklerine, kitaplarına ve elçilerine îmân ettiler ve şöyle dediler: O'nun elçilerinden hiç birini (diğerinden) ayırt etmeyiz..."[1]

Müfessir İbn-i Kesîr -Allah ona rahmet etsin- bu âyetin tefsirinde şöyle demiştir:

"Mü'minler, Allah Teâlâ'nın bir ve tek olduğuna, Samed (her şey O'na muhtaçtır; O, hiçbir şeye muhtaç değildir) olduğuna, O'ndan başka hak ilah olmadığına ve kendileri için O'nun dışında hiçbir Rab olmadığına îmân ederler. Onlar, bütün nebileri, rasûlleri ve Allah Teâlâ tarafından, gökten rasûllere ve nebilere indirilen bütün kitapları tasdik ederler. Onlardan hiç birisini diğerinden ayırt etmezler. Onlardan kimisine îmân edip kimisini inkâr etmezler.Aksine onlara göre bütün nebiler ve rasûller sâdıktırlar, iyiliksever, olgun, doğru yolu bulmuş ve hayır yoluna ileten insanlardır."[2]

Müfessir İbn-i Sa'dî -Allah ona rahmet etsin- bu konuda şöyle demiştir:

"Nebi ve rasûllerin bir kısmını inkâr etmek, hepsini inkâr etmek demektir. Hatta Allah'ı bile inkâr etmek demektir."[3]

İkincisi:

Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-'in doğum gününü kutlamak, bid'attır.Bunu, ne Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-, ne de kendisinden sonra ashâbından birisi yapmıştır. Müslümanların imamlarının hiç birisinden, -kutlamayı bir tarafa bırakın-, bunu câiz veya müstehap gördüğüne dâir hiç bir görüş de bilinmemektedir. Bütün bu davranışlar, haram olan işlerden ve münker bid'atlardandır.

İlmî Araştırmalar ve Dâimî Fetvâ Komitesi âlimleri bu konuda şöyle demişlerdir:

"Mevlid-i Nebevî münasebetiyle kutlama merasimi düzenlemek, haram olan bid'attır. Çünkü bu davranışın, Allah'ın kitabından ve Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in sünnetinden hiçbir delili yoktur. O'nun Râşid halifelerinden hiç birisi veya üç fazîletli dönemden (sahâbe, tâbiîn ve etbâu't-tâbiîn) hiç kimse de bunu yapmamıştır."[4]

Bu konuda daha detaylı bilgi için (70317) ve (13810) nolu soruların cevaplarına bakabilirsiniz.

Müslümanların halk tabakası ile câhillerinin yapmakta oldukları, Mevlid-i Nebevî'yi kutlama olayı, mücadele edilmesi ve yasaklanması gereken dînde sonradan çıkarılan yeniliklerdendir.Esasında halk tabakası ile câhillerin Mevlid-i Nebevî'yi kutlamasını, miladi yılbaşının kutlanmasının câiz olduğuna delil göstermek, bâtıldır. Zirâ Mevlid-i Nebevî'yi kutlamak câiz değildir. Çünkü dînde sonradan çıkarılan bid'atlardandır. Bid'at olan bir amele kıyaslanan şey de onun gibi bid'attır.

Üçüncüsü:

Hıristiyanların "Noel Yortusu/Christmas" olarak adlandırdıkları kutlama olayı, şirkî bid'at olan bir kutlamadır. Müslümanların bu kutlamada onlara benzemesi câiz değildir.İsa -aleyhisselâm-, onlardan ve onların bu kutlamalarından berîdir.

Müslümanlara göre bu kutlama olayı, -bid'at oluşunu bir tarafa bırakın-, dînlerinden olan bir konuda kâfirlere benzemeye çalışmaktır.

Oysa Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- bu konuda şöyle buyurmuştur:

مَنْ تَشَبَّهَ بِقَوْمٍ فَهُوَ مِنْهُمْ. [ رواه أبو داود وصححه الألباني في صحيح سنن أبي داود ]

"Her kim, bir topluluğa benzerse (onların giyindiği gibi giyinirse, gittiği yolda giderse ve onların işlediği fiilleri işlerse), (günah ve sevap bakımından) o da onlardandır."[5]

Şeyhulislâm İbn-i Teymiyye -Allah ona rahmet etsin- yukarıdaki hadisin senedinin ceyyid/iyi olduğunu belirterek şöyle demiştir:

"Bu hadis, zâhiri, kâfirlere benzeyenin kâfir olduğunu gerektiriyor olsa da, en kötü ihtimalle kâfirlere benzemenin haram olduğunu gerektirir.

Nitekim Allah Teâlâ bu konuda şöyle buyurmuştur:

... وَمَنْ يَتَوَلَّهُمْ مِنْكُمْ فَإِنَّهُ مِنْهُمْ ...

"...Sizden kim onları dost edinirse, kuşkusuz o da onlardandır..."[6]

Yine Şeyhulislâm İbn-i Teymiyye -Allah ona rahmet etsin- bu konuda şöyle demiştir:

"...Böylelikle Allah'ın dîni ve hükümlerinin gitmesi (yok olması), küfür ve günahların ortaya çıkmasının temelinin, kâfirlere benzemek olduğunu anlamış oluyorsun. Aynı şekilde her türlü iyilik ve güzelliğin temelinin de nebilerin yoluna ve getirdikleri dînin hükümlerine sarılmak ve onlara sahip çıkmakta olduğunu anlamış oluyorsun. Bunun içindir ki, dînde sonradan çıkarılan bid'atlarda kâfirlere benzeme amacı olmasa bile, bu bid'atlara düşmek bile büyük günah sayılmıştır. Peki ya bu iki vasfı (bid'at işleme ve kâfirlere benzeme) bir arada toplayan kimsenin hükmü nice olur?"[7]

Değerli âlim Muhammed b. Salih el-Useymîn -Allah ona rahmet etsin- bu konuda şöyle demiştir:

"Kâfirlerin Noel yortusunu veya onların dînî bayramlarından başka bir bayramı kutlamak, ittifakla haramdır. Çünkü bu davranış, -kendisi bu küfre râzı olmasa bile-, onların üzerinde bulundukları küfrün şiârını kabul etmek ve bu şiâra râzı olmaktır. Oysa müslümanın, küfrün şiârlarına râzı olması veya bu şiârlarla başkasını kutlaması haramdır.

Aynı şekilde müslümanların, bu münasebetle törenler düzenlemek, karşılıklı hediyeleşmek, tatlılar dağıtmak, yemekler vermek veya iş bırakmak (o günü tatil ilan etmek) sûretiyle Noel yortusunu kutlayarak kâfirlere benzemeleri haramdır. Çünkü Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- bunu yasaklamış ve şöyle buyurmuştur:

مَنْ تَشَبَّهَ بِقَوْمٍ فَهُوَ مِنْهُمْ. [ رواه أبو داود]

"Her kim, bir topluluğa benzerse (onların giyindiği gibi giyinirse, gittiği yolda giderse ve onların işlediği fiilleri işlerse), (günah ve sevap bakımından) o da onlardandır."[8]

Kâfirlerin bayramlarına iştirak etmenin hükmünü öğrenmek için (1130) ve (145950) nolu soruların cevaplarına bakabilirsiniz.

Sözün özü:

Müslümanların, miladi yılbaşını kutlamalarıyla şu birçok yönden zararlıdır:

1. Bu olay, Allah Teâlâ'ya şirk koşmaları ve O'nu inkâr etmeleri sebebiyle bu törenleri düzenleyen müşrik kâfirlere benzemeye çalışmaktır.Yoksa onlar, bunu, Allah'ın peygamberi İsa -aleyhisselâm-'ın şeriatı gereği yapmamaktadırlar. Çünkü hem bizim, hem de onların dînlerinin ittifakıyla bu gibi kutlama törenleri meşrû kılınmamıştır.Dolayısıyla bu kutlama törenleri şirk ve bid'at karışımı bir olaydır.Bunun yanında bu kutlama törenlerinde her türlü fısk ve fücûr da işlendiği herkesçe bilinmektedir. O halde bu kutlama törenlerini düzenleyerek onlara nasıl benzemeye çalışabiliriz?

2. Mevlid-i Nebevî'yi kutlamak, câiz değildir. Çünkü bu davranış -daha önce de zikredildiği üzere- dînde sonradan çıkarılan bir bid'attır. Dolayısıyla Mevlid-i Nebevî'yi kutlamayı, Noel yortusunu kutlamaya kıyaslamak câiz değildir. Çünkü kıyas edilen şeyin aslı bozuk ise, kıyas da bozuk olur.

3. Noel yortusunu kutlamak her hâlükârda münkerdir. Onun câiz olduğunu söylemek mümkün değildir. Çünkü ondaki küfür, fısk ve fücûr sebebiyle Noel yortusu temelinden bozuktur. Bunun bir şeye kıyas edilmesi de geçerli değildir ve bu davranıştan hiçbir şekilde 'câizdir' diye bir görüş çıkmaz.

4. Bu bozuk (fâsid) kıyasın geçerli olabilmesi için onu reddederek şöyle dememizi gerektirir: O halde niçin her nebinin doğum gününü kutlamıyoruz? Onlar da Allah Teâlâ tarafından gönderilen nebiler değiller mi? İşte bunu hiç kimse söylemez.

5. Nebilerden herhangi birisinin, hatta Nebimiz Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-'in doğum gününü tayin etmek, çok zordur. Zirâ O'nun doğum günü kesin olarak bilinmemektedir. Nitekim tarihçiler, O'nun gününün tayini konusunda dokuz veya daha fazla görüşe ayrılmışlardır.Bu sebeple Mevlid-i Nebevî'yi kutlamak, hem tarihsel açıdan, hem de dînî açıdan geçersiz ve bâtıldır. Dolayısıyla ister Nebimizi Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-'in doğum günü ile ilgili olsun, isterse İsa -aleyhisselâm-'ın doğum günü ile ilgili olsun, bu meselenin tamamının aslı yoktur.

Değerli âlim Muhammed b. Salih el-Useymîn -Allah ona rahmet etsin- bu konuda şöyle demiştir:

"Nebimiz Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-'in doğduğu geceyi kutlamak, ne tarihî yönden, ne de şer'î yönden sahihtir."[9]

Allah Teâlâ en iyi bilendir.


[1] Bakara Sûresi: 285

[2] İbn-i Kesîr Tefsiri, c: 1, s: 736

[3] İbn-i Sa'dî Tefsiri, s: 120

[4] İlmî Araştırmalar ve Dâimî Fetvâ Komitesi Fetvâları, c: 2, s: 244

[5] Ebu Davud, hadis no:3512.Elbânî, 'Sahîh-i Sünen-i Ebî Dâvud'da hadisin sahîh olduğunu belirtmiştir.

[6] "İktidâu's-Sıratı'l-Mustakîm", s: 82-8

[7] "İktidâu's-Sıratı'l-Mustakîm", s: 116

[8] Ebu Davud. 'Mecmû' Fetâvâ ve Resâil İbn-i Useymîn', c: 3, s: 45-46

[9] Nûru'n Ale'd-Derb Fetvâları, c: 19, s: 45

Kaynak: İslam Soru-Cevap Sitesi